Kafamızın içindeki tehlike

Beynimiz evrim sürecinde çeşitli özellikler kazanmıştır. Yapılan araştırmalar bize gösteriyor ki, bizi biz yapan, "akıllı insan" olmamızı ve rasyonel düşünmeyi sağlayan beynin korteks adı verilen dış kabuk bölgeleri en son evrilen alanlardır. Beynimizin merkezindeki yapılar ise hominid (insansı) atalarımızla ortak olarak sahip olduğumuz yapılardır. İlginçtir ki, yeni doğan bir insan beyninin gelişim süreci de bu evrim süreciyle paralellik gösterir. Yani korteks en son gelişen bölgedir. Alın bölgemizde bulunan, mantıklı düşüncelerimizi oluşturmadan ve dürtülerimizi kontrol etmekten sorumlu prefrontal korteks yaklaşık 20 yaşında tam gelişkinliğe ulaşır. (Yetişkinlerde hoş görülmeyecek bazı dürtüsel davranışların, çocuk ve ergenlerde "gençliğe verilmesi" doğru bir yaklaşımdır.) 

Beynin yapısı ve işleyiş mekanizmaları hâlâ tam olarak açıklanamamış olmasına rağmen, bilim bize kafamızın içindekilerle ilgili oldukça ilginç bilgiler sunuyor. Beynin dikkat çekmek istediğim bölümü ise tam merkezi. Beynimizin iç kısımlarında, bir takım yapıların oluşturduğu limbik sistem yer alır. Bu sistem duygular, bellek, öğrenme, ödül, haz, hormon salgılanması ve motor davranışlarla ilgilidir. Bu yüzden bu sisteme "duygusal beyin" ya da "ilkel beyin" adı da verilir. 



Limbik sistemimiz aşırı stres, korku, tehlike gibi uyaranlarla karşılaştığında otomatik olarak "savaş ya da kaç" gibi dürtüsel davranışlar sergilenmesine neden olur. Bu davranışlar dopamin adlı kimyasalın salgılanmasını sağlar; dopamin aynı zamanda beynin haz alma bölgesini de uyardığından, aklımız başımıza gelip yaptıklarımızın sonuçlarını düşünmeye başlayana kadar, bu ilkel davranışlarımızdan geçici olarak haz duyarız. (Bu psikopatça bir zevk değil, biyokimyasal bir süreçtir.)  Bu durum canlıların hayatta kalmasını sağlamak için oldukça faydalıdır fakat karmaşık toplumlar içinde yaşayan insanlar için sorun teşkil edebilir.



Milyonlarca yıl önce programlanmış olan limbik sistemimiz, 12 bin yıl önce gerçekleşen tarım devrimi sonrasında oluşan ve karmaşık ilişkiler içeren sosyal toplumlarda yaşamaya çok da uygun değildir. Fakat bu sorunu beynimizin korteks kısmı ile çözebiliyoruz. Dürtülerimizi frenleyen, toplum içinde yaşamaya uyum sağlamamıza yarayan bölgeler ve mekanizmalar var beynimizde. 

Unutmamalıyız ki, ilkel beynimiz kafamızın içinde olduğu gibi duruyor ve kontrolü ele almak için fırsat kolluyor. "Kan beynime sıçradı!" veya "Gözüm döndü!" gibi ifadeleri sık sık duyarız. Hatta bunları kendimiz de kullanırız. İşte bu duyguyu veya birilerine ya da bir şeylere zarar verme dürtüsünü hissettiğinizde bilin ki, ilkel beyniniz kontrolü ele geçirmek istiyor. Derin bir nefes alın ve ona izin vermeyin. Aklınızı (tam olarak koordinat vermek gerekirse, prefrontal korteks) kullanın.

Güç sizinle olsun!


Murat İstektepe

Ocak 2021