Bilmediğimiz dünyalar: Hokkaido



Japon Takımadalarının en kuzeyinde, karlı dağlarından akıp süzülen mis gibi kaynak suları ve etrafındaki buz gibi okyanustan çıkan yağlı ve leziz balıklarıyla meşhur Hokkaido Adası yer alır. Bakir ormanları, gölleri, kaplıcaları ve volkanlarıyla tam bir doğa harikasıdır. Her mevsim değişen bitki örtüsü ve coğrafyası kartpostalları süsleyen harika görüntüler verir.

Geçenlerde takip ettiğim bir Youtube kanalında, Hokkaido ile ilgili bir video izledim. Videonun sahibi tam bir yemek ve macera sporları tutkunu. Oldukça büyük bir ada olan Hokkaido'nun farklı şehirlerinde geziyor, yemek yiyor ve maceralarını paylaşıyor. Bunlar arasında bir de sushi restoranı mevcuttu. Tazeliği ve kalitesi görüntüsünden belli birçok çeşit deniz ürününün şefin elinde yutulmaya hazır sanat eserine dönüştüğü bu sekiz sandalyeli küçük dükkânla ilgili en dikkat çekici şey ise şefin adının ve restoranın adresinin gizli tutulmasını istemesiydi.



Hem içerik hem estetik bakımdan oldukça başarılı olan videoyu sonuna kadar izledim. Hokkaido hayranlığım biraz daha arttıktan ve kafamda muhtemel gezi rotalarının simülasyonunu yaptıktan sonra video ile ilgili asıl kafamı kurcalayan, şefin bildiğimiz dünya için çılgınlık veya aptallık olarak değerlendirilebilecek sürreal isteğini düşünmeye başladım.

Köşedeki kokoreççinin bile Instagram'dan veya GoogleAds'den müşteri devşirmeye çalıştığı ve bunun gayet normal hatta gerekli olduğu kabul edilen dünyamızda, Hokkaido'daki sekiz sandalyeli bir sushi restoranının şefi adını sanını gizleyerek ne yapmak, nereye varmak istemektedir?



Kurduğu düzenin, önüne gelen her yemeği önce telefonlarının kamerasına tattıran vahşi turist kafileleri tarafından bozulmasını istemediği aşikâr. Bu açıdan bakıldığında gayet makul gözüküyor. Burada asıl gözden kaçırılmaması gereken nokta, bildiğimiz dünyadaki (dünyanın çok büyük bir kısmı) hangi restoran işletmecisinin bu tür bir düşünce yapısına sahip olabileceğidir. Bu ekonomik anlamda çok zorlayıcıdır ve içinde bulunduğumuz şartlarda imkânsıza yakındır. Mutlaka görmüşsünüzdür ki, Avrupa ve Amerika'dakiler de dahil olmak üzere (Michelin yıldızlılar bile), hemen hemen bütün restoranlar sosyal medyayı çok aktif bir şekilde kullanarak müşteri portföylerini genişletmeye çalışır. Bu durum günümüzde gayet doğal karşılanır ve hatta birçoğumuz gideceği restoranı seçmek ve hakkında bilgi almak için sosyal medyayı kullanırız. Ezcümle, bildiğimiz dünyada işler bu şekilde yürür.

Ama aklımızdan çıkarmamamız gereken önemli bir ayrıntı da var: Bilmediğimiz dünyalar. Karşılaştığımız her durumu kendi bilgi, tecrübe ve geleneklerimize göre değerlendiririz. Bu sebeple de yaptığımız değerlendirme yetersiz veya hatalı olabilir. İşte hayatta kendimiz için fark yaratacak olan da bilmediğimiz dünyalarda neler olduğunu öğrenmek. İmkânınınız varsa bilmediğiniz dünyaları keşfe çıkın, farklı hayatları tecrübe edin. Bütün dünyanın çevrimiçi olarak ulaşılabilir olduğu yanılgısından kurtulup, ufkunuzu açacak bambaşka fikirler ve bakış açıları kazanırsınız. 

Hoçça ğalın
ğidiyom ben 

Murat İstektepe

Temmuz 2024